Bir portföy oluşturmanın amacı farklı yatırım araçlarını bir araya getirerek alınan toplam riski düşürmektir. Portföy içinde yer alan bazı varlıkların fiyatları yükselirken bazı yatırım araçlarının fiyatlarında ise düşüşler olabilir, birinden elde edilen zarar diğerinden elde edilecek kar ile karşılanabilir. Bu durumda portföy çeşitlendirmesi yatırımın sigortası olarak görülebilir.
Yalnızca bir adet varlığa, örneğin bir hisse senedine yatırım yapıldığı takdirde bu yatırım için alınan risk bellidir ve bu risk ilgili hisse senedinin riskine (standart sapma) eşittir. Fakat çoğu zaman birçok varlığa aynı anda yatırım yapılmaktadır; Elinde birkaç hisse senedi, bir miktar döviz ve bir miktar da altın bulunduran bir yatırımcının aldığı riskin hesaplanması daha karmaşık bir süreçtir, yatırım araçlarının bir araya geldikleri durumda oluşturacakları toplam riskin hesaplanması portföy teorisinin alanına girmektedir.
Çeşitlendirilmiş bir yatırımın kendi içinde daha dengeli olduğu söylenebilir. Oldukça basit bir bakış açısı ile "Yumurtaları aynı sepete koyma, sepet düşerse tüm yumurtalar kırılır!" cümlesi ile özetlenen bu yaklaşım portföy teorisi ile istatistiksel olarak ifade edilebilmekte ve toplam portföy riski hesaplanabilmektedir. Portföy riskinin hesaplanması ile beraber yatırımcının farklı portföyler arasında kendisine en iyi risk ve getiri alternatifini sağlayacak seçimi yapması ya da riskini azaltacak portföy değişikliklerini gerçekleştirmesi mümkündür.
Aşağıda başlıklar halinde çeşitlendirmenin hangi riskleri azaltacağı, çeşitlendirmeye gidildiği takdirde riskin nasıl azaldığı ve son olarak ideal portföy çeşitlendirmesinin nasıl yapılacağı konusunda bilgiler yer almaktadır;
Risk Çeşitleri Nelerdir, Çeşitlendirme Hangi Riskleri Azaltır?:
Risk, sistematik ve sistematik olmayan risklerin toplamıdır. Sistematik riskler, tüm yatırım araçları için geçerli, kontrol edilemeyen makro risklerdir. Belirsizlik ya da pazar riski olarak da bilinmektedir. Örneğin bir ekonomik kriz tüm hisse senetlerini farklı oranlarda olumsuz etkileyebilir. Sistematik olmayan riskler ise sektör ya da şirket kaynaklı risklerdir. Sistematik riskleri portföy çeşitlendirmesi ile sıfırlamak mümkün değildir, fakat sistematik olmayan riskler portföy çeşitlendirmesi ile neredeyse tamamen ortadan kaldırılabilir. Aşağıdaki grafik bu ilişkiyi göstermektedir;
Grafikten de görüleceği üzere bir portföye ilave edilen her bir varlık toplam riski düşürmektedir, fakat ilave edilen her bir varlığın toplam riski düşürücü etkisi giderek azalmaktadır. Belirli bir varlık sayısına ulaşıldığında ise portföye ilave varlık eklemenin toplam riski düşürücü etkisi kalmamaktadır. Toplam risk azaltılabilir fakat tam anlamıyla sıfırlanamaz çünkü yatırımın her zaman bir pazar riski (sistematik risk) bulunmaktadır. (Pazar riski beta katsayısı yardımı ile ölçülebilir).
Portföy Çeşitlendirmesi Riski Nasıl Azaltır?
Çeşitlendirmenin riski azaltıcı etkisinin yanında getiriyi de kısıtlayıcı bir etkisi bulunmaktadır. Portföyün getirisi portföy içinde yer alan en yüksek getirili varlığın getirisinden yüksek olamaz, fakat en kötü performans gösteren varlığın getirisinden de düşük olamaz. Bu durumda portföy çeşitlendirmesi, en iyi getiri oranı ile en kötü getiri oranı arasında bir koridor oluşturmaya benzemektedir.
Bir portföyün beklenen getirisi portföyü oluşturan varlıkların beklenen getirilerininin ağırlıklı ortalamalarının toplamına eşittir. Aynı hesaplama portföy riski için yapılamaz, özetle portföy riski her bir varlığın riskinin ağırlıklı ortalamalarının toplamına eşit değildir. Bunun nedeni ise portföyü oluşturan varlıkların birbirleri ile olan etkileşimidir. Portföy riski, diğer bir ifade ile bir portföyün standart sapması varlıkların kovaryansı da (birbirleri ile beraber ya da ayrı hareket etme dereceleri) dikkate alınarak hesaplanabilmektedir.
Portföy Çeşitlendirmesi Nasıl Yapılmalı?
Rastgele çeşitlendirme ile portföy riskini minimize edebilir miyiz? Örneğin çeşitli sektörlerden hisse senetlerini bir araya getirerek doğru bir portföy çeşitlendirmesi yapmış olur muyuz?: Tek bir menkul kıymetten oluşan bir portföyün riski de doğal olarak bu menkul kıymetin riskine (standart sapmasına) eşittir. Bu portföye birincisi ile tam korelasyona sahip (+1) ikinci bir menkul kıymet eklediğimizi düşünürsek bu iki varlık birebir aynı yönde hareket edeceği için bu çeşitlendirme ile portföyün risk seviyesinde bir azalma sağlanamayacaktır. Bu durumda portföy çeşitlendirmesi ile riskin minimum seviyeye düşürülebilmesi için gerekli şart olarak portföyü oluşturan varlıkların birbirleri ile çok düşük (sıfıra yakın) ya da negatif korelasyona sahip olması gerektiği söylenebilir. Korelasyon katsayısının hisse senetleri için genelde 0-1 arasında gerçekleştiğini de not etmek gerekir.
Bu durumda portföy riskinin düşürülmesini sağlayan temel şartları aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz;
- Birbirleri ile yüksek pozitif bağ (korelasyon) içeren yatırım araçlarının portföye alınması etkili bir çeşitlendirme yöntemi değildir.
- Birbirleri ile negatif bağa sahip ya da çok düşük korelasyona sahip yatırım araçlarının portföye eklenmesi portföy riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.
- Portföydeki varlıkların ağırlığının değişmesi (portföy içindeki yüzdesel dağılımı) toplam portföy riskini değiştirir.
- Portföydeki varlık sayısı arttıkça portföyün toplam riski belirli bir seviyeye kadar düşmektedir.
Portföy çeşitlendirmesi çoğu zaman hisse senetlerinden oluşturulmuş portföyler için kullanılan bir kavramdır, fakat uygulamada çok farklı varlık çeşitlendirmelerine gidilebilir. Çeşitlendirme hisse senetleri arasında şirket bazında ya da sektörel düzeyde yapılabileceği gibi, portföyün genelinde varlık sınıfları arasında (tahvil-bono, emtia, döviz gibi) ya da coğrafi (ABD hisseleri, yabancı ülke bonoları gibi) olarak da yapılabilir.
İdeal Portföy Çeşitlendirmesi İçin Kaç Varlık Gerekir?
Bir portföyde yer alması gereken ideal varlık sayısı ile ilgili kesin bir yargıda bulunmak doğru değildir. Bu alanda çeşitli çalışmalar ve görüşler bulunmaktadır; örneğin ünlü yatırımcı Benjamin Graham 10-30 varlık sayısının tam çeşitlendirmeyi sağladığı görüşündeyken, Evans ve Archer uzun yıllar önce ABD piyasası üzerinde yaptıkları araştırmalarda 8-16 arasında varlığın yeterli ölçüde çeşitlendirme sağlayacağı görüşündedir. Modern portföy teorisine göre bu sayı "20" olarak tespit edilmiştir.
Portföy riski (portföyün standart sapması) sıfıra yaklaştırıldığı takdirde artık bu portföye yeni bir varlık eklenmesine gerek bulunmamaktadır. Portföy riskinin sıfırlanmasının, yani tam çeşitlendirmenin faydası da tartışma konusudur. Sıfır risk, sistematik olmayan riskin tamamen kaldırıldığı durumu ifade etmektedir, bu da piyasa ortalamasına eşit getiri anlamına gelmektedir. Tam çeşitlendirmedense portföye alınacak varlıkların doğru tespit edilmesi için çalışılması ve belirli oranda çeşitlendirme yapılması piyasa üzerinde getiri elde edilmesini sağlayabilir.
Portföydeki varlık sayısı arttıkça portföyün takibi giderek zorlaşacak, ayrıca alım satım komisyonları da ilave maliyet yaratacaktır. Portföydeki varlık sayısı belirlenirken yönetimi zorlaştıracak varlık sayısına ulaşılmamalıdır. Bu durum aşırı portföy çeşitlendirmesi olarak isimlendirilebilir.
Sonuç:
Portföy oluşturmak bir çok varlığı bir araya getirmenin ötesinde bir işlemdir. Portföy riski portföye eklenen herhangi bir ilave varlıkla etkin bir şekilde düşürülemez, düşük riskli bir portföy ancak birbirlerinden farklı hareket eden varlıkların bir araya getirilmesiyle oluşturulabilir. Finansta risk standart sapma ile hesaplanmaktadır. Portföy riski ise portföye alınan her bir varlığın standart sapması ve varlıkların birbirleri arasındaki ilişkiyi gösteren kovaryans dikkate alınarak hesaplanmaktadır.
Çeşitlendirmenin amacı daha çok getiri değil "alınan risk seviyesine göre en iyi getiri" hedefine ulaşmaktır. Uzun vadeli düşünen yatırımcıların mutlaka portföy çeşitlendirmesini dikkate almaları gerekmektedir. Portföy çeşitlendirmesi, varlıklar arasında (hisse senedi, emtia, bono,gayrimenkul gibi) ve varlık kategorileri içinde (banka hisseleri, sanayi hisseleri gibi) olmak üzere iki kademede oluşturulabilir.
Portföy oluşturmak tek seferlik bir işlem değildir, yatırımcının aktif olarak, belirli aralıklarla portföyünü kontrol etmesi ve gerektiğinde portföyü oluşturan varlık çeşitlendirmesine müdahale etmesi gerekmektedir.
Bu yazıda portföy çeşitlendirmesi ile ilgili temel bilgiler verilmiştir, "portföy riski nasıl hesaplanır?" başlıklı yazıda portföy riskinin hesaplama yöntemi gösterilmektedir.