Ehliyet, yetkin olma anlamındadır. Kanuni ehliyet, herkesin faydalanabildiği haklardan faydalanabilme ve bu hakları kullanabilme durumunda olmaktır.
Medeni kanunda iki çeşit ehliyetten bahsedilmektedir;
- Hak Ehliyeti: Hak sahibi olabilme ve yükümlülük altına girebilme ehliyetidir. Hak ehliyeti doğum ile başlar ve herkes için genel ve eşittir. Eşitlik özel haklar için geçerlidir fakat kamusal hakların kullanımında (seçme seçilme gibi) kısıtlamalar getirilmiş olabilir.
- Fiili Ehliyet: Fiil ehliyeti kişinin, kendi fiilleriyle hak edinebilme ve borç altına girebilme ehliyetidir. Hak ehliyetinden farklı olarak, fiil ehliyeti doğum ile başlamaz. Fiil ehliyeti kişinin faaliyetleri ile ilişkilendirilmiştir. Reşit olan, ayırt etme gücü olan ve kısıtlı olmayan her birey fiili ehliyete sahiptir. Bu haller dışındaki bireylerin faaliyetleri hukuki sonuç doğurmamaktadır.
Özet olarak, fiili ehliyete sahip olmayan bir bireyin kendi fiilleriyle hak edinmesi ve borç altına girmesi mümkün değildir. Vergi hukukuna göre ise vergi mükellefi olabilmek için "kanuni ehliyet" aranmamaktadır. Yani fiili ehliyete sahip olmayan bir birey vergiyi doğuran olayın tarafı olduğu takdirde vergi yükümlüsü sayılmaktadırlar.